Psikoz, farklı nedenlerle meydana gelebilen gerçeği değerlendirme yetisinin bozulduğu durumlardır. Psikiyatride psikotik belirtilerin belirleyici olduğu bozukluklar arasında şizofreni, sanrısal bozukluk, kısa psikotik bozukluk, şizofreniform bozukluk, şizoaffektif bozukluk ve maddenin yol açtığı psikotik bozukluk yer almaktadır. Bu bozukluklar için en iyi örnek şizofrenidir.
ŞİZOFRENİ
Şizofreni hastakarın gerçek ile gerçek dışı olan olguları birbirinden ayırt edememesine yol açan, sağlıklı düşünce akışı, duygu kontrolü ve normal davranışa engel olan, güç farkedilen, sinsi başlayan önemli bir beyin hastalığıdır.Kişinin çevresinde olup bitenleri değerlendirme biçimi, olaylara bakışı, diğer insanlarla ilişkisi hastalığın etkisi ile tekrar şekillenmektedir. Şizofrenide kişi gerçek dünya ile kendi bozulmuş olan düşünce dünyasını aynı anda ve uyanıkken yaşar. Doğru algılama ve yorumlama biçimleri onun için yabancıdır. Kişinin önceden değer verdiği kavramlar anlamsız hale gelirken kendi dünyasında yarattığı değerler, korkular, düşünceler ön plana çıkar. Hastalığın şiddeti kişiden kişiye değişiklik gösterir. Bazen aynı kişide krizler arasında dönemsel artışlar da olabilir.
Şizofreni hastalarında gerçek dışı olaylara inanma durumu söz konusudur. Sanrı olarak nitelendirilen bu durum, dış gerçeklikle ilgili yanlış çıkarsamalara dayanan, kişinin yaşadığı toplum ve kültürel özelliklerle açıklanamayan, aksi yöndeki kanıtlara rağmen değiştirilemeyen düşüncelerdir. Çoğu hasta için sanrılar kendi güvenliklerini tehdit eden, kötülüğe uğrama sanrıları şeklindedir. Halüsinasyonlar ise herhangi bir uyaran olmaksızın algılamanın olmasıdır. Yaygın şekilde görülen gerçekte olmayan şeyleri görme ve duyma şeklinde görsel ve işitsel halüsinasyonlardır. Şizofreni hastalarında düzensiz motor hareketler ve davranışlar görülebilir. Yaşına uygun davranmama, ajitasyon, odaklanmakta zorlanma, gereksiz ve abartılı hareketler, uygunsuz ve tuhaf duruş şekli gibi belirtiler bunlara örnek olarak verilebilir. Bunların yanında kişisel hijyenin ihmal edilmesi, önemli olaylara karşı duygusuzluk, çalışma yeteneği ve verimliliğin azalması, göz teması kurmaktan kaçınma, yüz ifadelerinin azalması, aile ve yakınlara karşı şüphe duyma, günlük aktivitelere ilgi duymama, sosyal ortamlardan kendini soyutlama gibi çok çeşitli olumsuz belirtiler gözlenebilmektedir. Şizofreni genellikle ergenlik ya da genç erişkinlik döneminde ortaya çıkar. Kadınlarda ve erkeklerde aynı oranda görülür.
Tedavi
Antipsikotik ilaçlar tedavinin temel taşını oluşturur. İlaç tedavileri ile belirtiler büyük ölçüde ortadan kalksa da ömür boyu tedavi gerektirir. Güncel çalışmalar hastaların yaklaşık %13’ünde klinik semptomlarda iyileşme ile beraber sosyal işlevsellikte de düzelmenin sağlandığı tam bir iyilik haline ulaşabildiğini göstermektedir. Bununla beraber %40-60 oranında bir hasta grubunun da kronik, süreğen bir hastalık gösterdiği bildirilmektedir. Erken müdahale ve doğru tedavi ile hastalık kontrol altına alınabilir. Bu sayede hastalar yaşamını sürdürebilir, sosyal ilişkilerinde ve iş hayatında başarılı olabilir. Bilişsel Davranışçı Terapi ve Meta Kognitif Terapi gibi terapi ekolleri anksiyete/depresyon semptomlarının azaltılması, sanrılara yönelik alterantif açıklamaların geliştirilmesi ve halüsinasyonlara bağlı stresin azaltılmasında yardımcı olabilir. Psikoeğitim ve ailelere yönelik müdahaleler şizofreni tedavisinin olmazsa olmazsa unsurlarıdır.
Uzm. Dr. Mustafa Akan Kütahya doğumludur. Selçuk Üniversitesi Meram Tıp Fakültesi’nden 2010 yılında mezun olarak tıp doktoru ünvanını almıştır. Psikiyatri uzmanlık eğitimini 2016-2020 yılları arasında İnönü Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri Anabilim Dalı’nda tamamlamıştır. Asistanlık yaptığı süre boyunca duygudurum bozuklukları, psikotik bozukluklar, anksiyete bozuklukları, alkol - madde kullanım bozuklukları, konsultasyon liyezon psikiyatrisi, geriatrik psikiyatri ve adli psikiyatri birimlerinde çalışmış, ilgi duyduğu alanlar üzerinde bilimsel araştırmalar yürütmüştür.
Bursa Gemlik Devlet Hastanesi, Cihatlı, Gemlik/Bursa