Yeme bozuklukları yeme davranışında bozulma, yeme alışkanlıkları ya da kilo kontrolüneyönelik davranışların sorunlu gidişi, biçim ya da kilo ile aşırı zihinsel uğraşın olması ve işlevselliğin bozulması ile karakterize ruhsal bozukluklardır. Tıbbi komplikasyonların en sık ve apır seyrettiği psikiyatrik hastalık gurubudur. Tedavi edilmediği taktirde hayatı tehdit eden tablolar dahi gelişebilir. Başlıca yeme bozuklukları: Anorekiya nervoza, bulimiya nervoza ve tıkınırcasına yeme bozukluğu şeklindedir. Anoreksiya ve bulimya nervoza olgularının yarısının 22 yaştan önce başladığı bildirilmiştir. Yeme bozuklukları özellikle genç kadınlarda daha sık görülür; tüm yeme bozukluğu hastaları içinde erkek oranı %5-15 arasında değişmektedir.
Anoreksiya Nervoza
Anoreksiya nervozadaki temel belirtiler; zayıf bir bedene sahip olma arzusu, kilo almaktan aşırı korku, beden imgesinde bozukluk ve adet kesilmesidir. Hasta kilo kaybetme amacıyla özel davranış biçimleri geliştirir. Hastaların yaklaşık yarısı bütün yiyecek alımını ileri derecede azaltarak kilo kaybeder. Bazıları yoğun egzersiz yapar. Hastaların diğer yarısı sıkı diyet uygular, ara sıra kontrol kaybederek tıkınırcasına yemek yer ve ardından bu yediklerini kusarak çıkarır. Hastalar aldıkları besinlerin kilo yapıcı etkisini azaltmak için laksatif (ishal yapıcı) , diüretik (su atıcı) gibi ilaçlara da baş vurabilirler. Sonuçta hasta, sağlığını tehdit edecek ölçüde zayıflamıştır. Vücut ısısında düşme, dehidratasyon, hematolojik anormallikler, metabolik değişiklikler, kardiyovasküler, dermatolojik, gastrointestinal ve norolojik anormallikler görülür. Klinik tablo kötüleştiğinde %5-18 ölüm ile sonuçlanır. Kronik malnütrisyon, kalp kasında bozulmaya sebep olan dejeneratif kardiomiyopati, ani kalp durması en sık ölüm nedenleridir.
Bulimiya Nervoza
Bulimiya nervoza aşırı yeme atakları ve ardından gelen kusmaların ön planda olduğu bir yeme bozuklukları tablosudur. Hasta yine zayıf bir beden sahip olmak istediği için anoreksiya nervozadaki gibi yediklerini dışarı atmak, kalori yapıcı etkilerini gidermek için çeşitli yollara başvurur. Ancak bu tabloda farklı olarak hasta hafif kilolu ya da normal beden ağırlığındadır. Hastalığa bağlı ağız içi komplikasyonlar, gastrointestinal problemler, elektrolit sorunları ve bunlara bağlı ayaklarda ödem, endokrin bozukluklar görülebilir Büyük oranda (%70) iyileşebilen hastalıkta, %30 oranında tekrarlayan ataklar görülür, %6’sı ölüm ile sonuçlanabilir.
Tıkanırcasına Yeme Bozukluğu
Kısa süre içinde kontrol duygusu olmaksızın aşırı miktarda yiyecek tüketme dönemlkeri ile karakterizedir. Acıkmadan yiyecekler çok hızlı bir şekilde tüketilir. Kişiler utanma, suçluluk duyguları hisseder ve yeme ataklarını diğer insanlardan gizler. Bu yeme davranışı en az haftada bir kez ve ardışık üç ay boyunca devam eder. Bu hastalar bulimiya nervzadan farklı olarak yiyeceklerin kilo yapıcı etkisini giderme (laksatif-diüretik kullanma, kusma gibi) yollarına başvurmazlar. Genelde beden ağırlıkları beklenenin üzerinde olup, obezite tanısı alabilirler.
Yeme Bozukluğu Neden Olur?
Yeme bozuklukları için özgün bir neden bilinmemektedir. Anoreksiya nervozanın başlangıç yaşı göz önüne alınırsa hastalığı ergenlik değişimleri ve bu değişimlere uyum sağlamaktaki yetersizlikle açıklamak uygun gelebilir. Yine bu hastalıkların belirgin bir şekilde kadınlarda daha çok görülmesi hastalığın gelişiminde kadınlık psikolojisinin önemini vurgulamaktadır. Sosyal değişimler de özellikle bulimiya nervozanın gelişiminde rol oynamaktadır. Bu bozuklukların gelişimi için güncel açıklamalar çok yönlüdür, diyet yapma davranışının yeme bozukluklarının gelişimine yol açan ortak uyarıcı olduğu vurgulanmaktadır. Modern toplumlarda ince bedene sahip olma ve böylece kabul görme algısı bu durumu açıklayabilir. İsteyerek diyet yapanların çoğunluğu daha çekici olma amacındadır. İsteyerek diyet yapanların bir diğer grubu mankenler, dansçılar, balerinler, sporcular, jokeyler gibi iş yaşamlarında rekabetin önemli olduğu kişilerdir ve yeme bozuklukları geliştirme riskleri yüksektir. Bazı kadınların profesyonel ve sosyal taleplerle başa çıkamayıp, çatışma yaşadıkları ve bedensel uğraşlara yönelerek diyet yaptıkları varsayılmaktadır.
Tedavi
Anoreksiya nevroza ve bulimia nervoza tedavileri; sabır, kararlılık ve disiplin gerektiren uzun soluklu tedavilerdir. Uygun tedavi ve destekle birçok kişi iyileşebilir ve sağlıklı bir yaşam sürdürebilir. Özellikle anoreksiya nervoza tedavisi, bir çok branşın tedavi sürecine dahil edildiği multidisipliner yaklaşım gerektirir. Öncelikle hastanın yatırılarak mı ayaktan mı tedavi edilmesi gerektiğine karar verilmelidir. Tedavideki en temel nokta ise içgörünün geliştirilmesi, motivasyonun sağlanması ve işbirliğidir. Tedavi planı, hastanın semptomlarına, yaşına, cinsiyetine, genel sağlık durumuna ve diğer faktörlere bağlı olarak belirlenir. Psikoterapi, beslenme tedavisi, ayaktan ya da yatarak yürütülecek ilaç tedavileri gibi çeşitli yöntemler kullanılır.
Yeme bozukluğu tedavi edilmezse kalp hastalıkları, kemik erimesi, kas erimesi, tansiyon, hormonal değişiklikler, dişlerde aşınma, depresyon ve anksiyete bozukluğu meydana gelebilir. En korkulan sonuç ise tedaviye geç kalındığı taktirde ölümle sonuçlanabilecek olmasıdır.
Uzm. Dr. Mustafa Akan Kütahya doğumludur. Selçuk Üniversitesi Meram Tıp Fakültesi’nden 2010 yılında mezun olarak tıp doktoru ünvanını almıştır. Psikiyatri uzmanlık eğitimini 2016-2020 yılları arasında İnönü Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri Anabilim Dalı’nda tamamlamıştır. Asistanlık yaptığı süre boyunca duygudurum bozuklukları, psikotik bozukluklar, anksiyete bozuklukları, alkol - madde kullanım bozuklukları, konsultasyon liyezon psikiyatrisi, geriatrik psikiyatri ve adli psikiyatri birimlerinde çalışmış, ilgi duyduğu alanlar üzerinde bilimsel araştırmalar yürütmüştür.
Bursa Gemlik Devlet Hastanesi, Cihatlı, Gemlik/Bursa